Velilerin özel okullar ve devlet okulları arasındaki kararsızlığı, eğitimde etkili ve doğru öğrenme yöntemlerini arayışlarına yol açıyor.
Özel okullar, Milli Eğitim Bakanlığı’nın belirlediği yıllık TÜFE ve ÜFE ortalaması oranında zam sınırını aşmaya çalışırken, devlet okullarında istenilen aidatlar velileri endişelendiriyor.
Eğitim Koçu Metanet Dalgül, bu durumu “Parası olanın gerçekten şansı var mı?” şeklinde yorumluyor. Özellikle İngilizce eğitim ve yabancı öğretmenlerin talebi, aileleri özel okullara yönlendiriyor. Ancak, özel okulların sunduğu kalitenin vaat edilenle örtüşmediği sıkça görülüyor. Özellikle sınav başarılarına odaklanan özel okulların iddialarının sorgulanması gerekiyor.
Dalgül’e göre, eğitim sisteminin daha adil ve erişilebilir olabilmesi için kamusal okulların kalitesinin artırılması ve özel okul ücretlerinin denetlenmesi gerekiyor.
Ayrıca, eğitimde başarının garantilenmesi yerine, öğrencilere geniş bir bakış açısı kazandıran bir eğitim modeline ihtiyaç var. Her çocuğun eşit fırsatlara sahip olabilmesi için eğitimdeki adaletsizliklerin giderilmesi ve fırsat eşitliğinin sağlanması önemlidir. Bu hedefe ulaşmak için acil yasal düzenlemeler ve önlemler alınmalıdır.
“ACİL ÖNLEMLER ALINMALI”
Dalgül özetle şunları kaydetti:
“Günümüzde pek çok aile, çocuklarının İngilizce eğitim alması ve yabancı öğretmenlerden ders görmesi umuduyla özel okullara yöneliyor. Ancak, bu okulların sunduğu kalitenin vaat ettikleri gibi olmadığı bir sır değil. Özel okulların yüksek ücretlerine rağmen, sunulan eğitimde beklenen kalite ve standartlar genellikle karşılanmıyor.
Özellikle son yıllarda, özel okulların sınav başarı garantileriyle velilerin dikkatini çekmesi ve üniversite sınavlarında başarıyı garanti ettiği iddiasıyla öne çıkması, ailelerin bu okulları tercih etme sebeplerinden biri haline geldi. Ancak, bu iddiaların gerçekliği sorgulanmalı.”